Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Öğretmen; yaptığı kutsal iş, taşıdığı büyük sorumluluk ve toplumların geleceğini şekillendirmede üstlendiği emsalsiz göreviyle zaten kıymetlidir. Bu kıymet kendisine lutfedilmiş eğreti bir özellik olmadığından içinde bulunulan zamanın popüler kültüründen bağımsız, farkındalığı düşük yöneticilerinin zorlama politikalarının üstünde ve dil uzatma hakkını kendisinde bulan her türlü zümrenin etki sınırlarının ötesindedir. Mesleğin itibarını baltalamaya, saygınlığını azaltmaya dönük atılan her adım, öğretmene karşı yapılan her eylem; toplumda eğitimin ve eğitimcinin ayaklar altına alındığını ve değersizleştirildiğini göstermesi bakımından önemli, gelecek nesiller hesaba katılarak düşünüldüğünde son derece kaygı vericidir. Öğretmenler olarak: "Sizdeki rahat kimsede yok" culardan, "Ona izin buna tatil yan gel yat" cılardan "Benim çocuğum mükemmel, sorun varsa öğretmendedir" cilerden "Senden çok var" cılardan "Ya eşini ya işini" cilerden BIKTIK! Her biri kendi derdine düşmüş sözde sendikaların koltuk peşinde olan yöneticilerinden, günlük değişen sistemin yarattığı kaostan, üstümüzdeki elinizden, kulağımızı tırmalayan dilinizden, her gün birimizin kafasına inen yumruğunuzdan, bizi öldüren bıçağınızdan, kurşununuzdan ve dahası kötü niyetinizden USANDIK! Sahip çıkılmayan bir camia olduğumuz aşikar fakat önemi yok! Öğretmeni rahat bırakın, öğretmen işini yapar. Öğretmeni kaybeden toplum kaybeder. Öğretmenini kaybeden toplum kaybeder!
Coşkun Erol
Coşkun Erol
Benim adım kinyas
Benim adım Kinyas. Gün ağrıyor. Başım ağrıyor. İsmimi kendime ben verdim. Bitmeyen bir öfke ve bitmeyen bir mutsuzluğun ifadesi. Bütün insanlara kızgınım. Yaşadıkları için. Hayattan midem bulanıyor… Ateşle oynarım. Yeterince benzin ve karşımda oturan adamın ceketinin iç cebindeki çakmakla dünyayı yakabilirim. Benim adım Neron. Geceleri, çaldığım
Reklam
Şehirlerin zekası, barındırdığı âlimlerle, kütüphaneler, nakkaşlar, hattatlar ve medreselerle değil, karanlık sokaklarında binlerce yılda sinsice işlenmiş cinayetlerin çokluğuyla ölçülmeli. Bu mantıkla Istanbul'un bütün cihanın en zeki şehri olduğundan hiç şüphem yok./Syf.119
HER SEVİYE İÇİN İNGİLİZCE ÖĞRENME TAVSİYELERİ
Merhaba Sevgili Arkadaşlar, Bir grup arkadaşla giriştiğimiz dil çalışmalarına giriş mahiyetinde olacak yazı serisinin en önemli ayaklarından biri olan İngilizce Öğrenme yazısını kaleme alma sebebim, dil yazılarımızı takip edecek arkadaşlara nereden başlamaları gerektiği konusunda bilgi edindirmektir. Oluşan dil havzasında öğreneceğimiz dillerin
"Geri dönmeye karar verirsem senin hanedanına talep göndermem gerekiyor mu?" Çenesindeki bir kasın seğirmesinden anladığım kadarıyla seçtiğim kelimeler dikkatini çekmişti. Dönmeme ihtimalimden hoşlanmadığını anlamıştım. Tartışma çıkarmak ya da kibirli bir emir savurmak yerine bir adım geri çekildi ve elimi avcuna alıp usulca çevirdi. Avuç içimi dudaklarına götürdü ve usturuplu bir öpücük kondurarak parmaklarımı kapattı. Kolumda dolaşan sıcaklık kanımı kaynattı ve bütün bedenim arzuyla sızlamaya başladı. Bu beklenmedik sevecenliği, aramızdaki meselelerin açıklığa kavuşmasına hiç de fayda etmiyordu. "Benim evim, senin evindir, Emilia. Davete ihtiyacın yok. Geri dönmeye karar verdiğinde sana bir eşlikçi gönderirim."
Benim iyiliğimi isteyen kişiler, davranışlarımın temelinde derin duy­guların, sevgi gereksinmesinin yattığını bilsinler istiyorum. Makinanın işle­mesini sağlayan yaylar arasında pervasızlık, gurur, kayıtsızlık gibi şeyler yok; bu attığım adım ise, yaşam yolunda, alçak bir düzeyde kök saldığımın bir kanıtı. Daha yüksek bir yer amaçlamanın ya da kişiliğimi değiştirmeye çalışmanın benim için iyi bir şey olacağını sanmıyorum. Olgunlaşıncaya dek daha çok deneyim geçirmem, pek çok şey öğrenmem gerekiyor; bu da bir zaman ve inat sorunu.
Reklam
meşşur olucakmışım ve adım kitablara geçicekmiş. Benim meşşur olmak gibi bir derdim yok. Ben sadece diyer insanlar gibi akıllı olmak ve beni seven bisürü arkadaşım olsun istiyorum.
Sayfa 19 - Koridor Yayıncılık
Şehirlerin zekâsı, barındırdığı âlimlerle, kütüphaneler, nakkaşlar, hattatlar ve medreselerle değil, karanlık sokaklarında binlerce yılda sinsice işlenmiş cinayetlerin çokluğuyla ölçülmeli. Bu mantıkla İstanbul'un bütün cihanın en zeki şehri olduğundan hiç şüphem yok.
Yeryüzü Allah'ındır gökyüzü de. Var eden de o yok eden de. Hayat veren de o, hayatı alan da. Eğer sen vicdanınla ve adaletinle kalabiliyorsan, insansın, dünyanın neresinde olursan ol. Rabbin vicdanına ve adaletine bakacaktır. O yoksa ne vatanın var, ne de Rabbin.
210 syf.
5/10 puan verdi
Son Durak vol.12345
Bir dönem sürekli karşıma çıkan kitaplardan birisiydi "Yaşamak". Sürekli övgüyle bahsedilen bir kitap görünce insan ister istemez bu kitaba bir göz atmalıyım diye aklının bir köşesine not düşüyor. Benim gibi az okuyan ve yavaş okuyan bir okuyucuysanız okunacaklar listesi de azalmıyor tabii, aklınızın o tozlanmış köşesine bir türlü sıra
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633,5bin okunma
Reklam
104 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Bir Edebi Saplantının Öyküsü
''Jacques, bu mobilyaları kendi iradesi dışında sürüklendikleri sefil sondan bir rehine kurtarır gibi kurtardığına inanmaktadır; kaderin onu asla kaçamayacağı bir ödevle görevlendirdiğini hissetmektedir; içinde kimsenin yaşamadığı odaya bir göz attığında yatağın, yazı masasının, kitaplığın, o kişisel eşyaların bir ölünün yadigârlarını
Proust'un Paltosu
Proust'un PaltosuLorenza Foschini · Kırmızı Kedi Yayınları · 201268 okunma
H.A
Benim dünyam uçsuz bucaksız bir kumsaldı her adım atığımda bir iz bırakmıştım aslında.O izler geçmişimdi benim ama tek bir fırtınayla yok oldu...
~Keşke öldürseydinde bana bunu yaşatmasaydın~
Anladım ki senin gözünde benim zerre kadar değerim yokmuş. İyimiyim, kötümüyüm, ölümüyüm, dirimiyim benden hiçbir haberin yok. Bir kere olsun sormadın herkese vaktin olduda bir bana vaktin olmadı. Herkesi kalbine sığdırdında bir beni sığdıramadın. Herkes için o kadar yolu giderken bana bir adım bile gelmedin. Var olmama rağmen hep yokmuşum gibi davrandın. Ben seni canımdan çok severken sen hep başkalarına gittin. Ben seni çok ama çok sevdim ama sevgime değmedin. keşke öldürseydinde bana bunları yaşatmasaydın. Yüreğimde öyle bir yara açtınki hiçbir zaman kapanmayacak yıllarda geçse hep izi kalacak... canımı bu kadar yakmak seni mutlumu ediyor?
432 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
62 günde okudu
Bu kitaba başlamadan önce senin içinde erdeme ve kendine hâkim olabilmeye doğuştan yatkınsın. Eğer bunlardan uzaklaştıysan bunun sebebi kalıtımsal bir bozukluk değil yanlış şeylerle ve yanlış fikirlerle beslediğin taraflarındır. Seneca'nın da dediği gibi, felsefe tüm bunları üzerinden kazıyıp atabilecek ve gerçek kimliğimize dönmemizde bize
Stoacının Günlüğü
Stoacının GünlüğüRyan Holiday · Pegasus Yayınları · 2021447 okunma
Kızım doğduğunda karım çok sevinçliydi, hayatına gökten bir gaye inmişti. 'Defter tutacağım, her anını yazacağım diyordu, tutmuş. Annesinin kızı, anneannesinin torunu, teyzelerinin biriciği defteri: Bilge bugün aşı oldu-ilk dişini çikardi-güldü-şunu yaptı-bunu yaptı. Altı yedi ay boyunca basmakalıp cümleler karalamış süslü püslü, küçük, pembe kaplı deftere. Bir gün tesadüfen elime geçti. Karım benim adımı hiç anmamış. Üç kere okudum. Anneannesi var, teyzeleri var, doğumunu yaptıran ebenin adı bile var, ben yokum. Yutkunarak sordum, 'neden bu defterde benim adım yok?' diye. 'Senin defterin değil ki, Bilge'nin' dedi. Yürüdü gitti.Solucan ikiye bölünmüş çoktan, haberim yok.
Sayfa 26 - Can YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.